Yüz İfadeleri Siliniyor mu? Aşırı Dolgu ve Mimik Kaybı

Günümüzde dolgu uygulamaları, estetik tıbbın en hızlı yayılan alanlarından biri haline geldi. Hyalüronik asit içerikli dolgular sayesinde burun, dudak, yanak, çene hattı gibi birçok bölge şekillendirilebiliyor. Bu uygulamalar cerrahi müdahale gerektirmemesi, kısa sürede sonuç vermesi ve kolay uygulanabilirliği sayesinde büyük ilgi görüyor. Ancak bu yaygınlık beraberinde önemli bir soruyu da gündeme getiriyor: Aşırı dolgu yüz ifadelerini siler mi?

Dolgu Nedir?

Dolgu maddeleri, cildin altına enjekte edilerek hacim kazandırmak, kırışıklıkları azaltmak ve yüz hatlarını şekillendirmek amacıyla kullanılır. En yaygın kullanılan içerik hyalüronik asittir. Doğal bir madde olan bu asit, cilde nem kazandırır ve dokular arasında boşluk doldurarak genç bir görünüm sağlar.

Ancak doğru dozda ve uygun anatomik noktalara uygulanmadığında, dolgu uygulamaları hem doğal olmayan bir görünüm yaratabilir hem de mimik kaslarının hareketini sınırlayabilir.

Mimik Kaybı Gerçek mi?

Yüz ifadeleri; mutluluk, üzüntü, şaşkınlık, öfke gibi duygularımızın dışavurumudur. Bu ifadeler mimik kaslarının hareketiyle oluşur. Aşırı dolgu uygulamaları, özellikle dudak çevresi, nazolabial bölge (burun-dudak hattı), yanaklar ve alın gibi hareketli yüz bölgelerinde uygulandığında bu hareketleri kısıtlayabilir.

Bunun sonucunda:

  • Kişi gülse bile göz çevresi ya da yanak kasları doğal şekilde hareket etmeyebilir.
  • Donuk, ifadesiz bir yüz görünümü ortaya çıkabilir.
  • Konuşurken mimiklere eşlik eden kas hareketleri sınırlanabilir.

Dolayısıyla, evet: Aşırı dolgu uygulamaları mimik kaybına neden olabilir.

Aşırı Dolgu Neden Yapılır?

Estetik tıpta “azı karar, çoğu zarar” kuralı her zaman geçerlidir. Ancak buna rağmen aşırı dolgu uygulamalarının artmasının birkaç temel nedeni vardır:

1. Güzellik Algısındaki Değişim

Sosyal medyada sıkça gördüğümüz “dudak dolgunluğu”, “keskin çene hattı” ve “yüksek elmacık kemikleri” gibi trendler, kişilerin kendi yüz proporsiyonlarından uzaklaşmasına neden oluyor.

2. Filtre Estetiği

Instagram ve TikTok gibi platformlardaki filtreler, kişilerin kendilerini bu dijital görünüme benzetmeye çalışmalarına yol açıyor. Gerçek dışı oranlara ulaşma isteği, aşırı uygulamaların kapısını aralıyor.

3. Yanlış Uygulayıcılar

Tecrübesiz kişilerce yapılan dolgu işlemleri, yüzün anatomik yapısına uygun olmayan noktalara fazla miktarda madde enjekte edilmesine yol açabiliyor.

Doğallığı Korumanın Yolları

Dolgu ile mimik kaybı arasında doğrudan bir ilişki olsa da, bu her zaman yaşanmak zorunda değildir. Deneyimli bir estetik uzmanı tarafından yapılan işlemlerle doğal görünüm ve yüz hareketliliği korunabilir.

İşte doğallığı korumanın birkaç anahtarı:

  • Yüz Anatomisine Saygı: Her yüz farklıdır. Her hastaya aynı standart dolgu planı uygulanmamalıdır.
  • Kademeli Uygulama: Az dozla başlayıp ihtiyaç duyulursa seansla artırmak en güvenli yöntemdir.
  • Dinamik Alanlardan Kaçınmak: Mimik kaslarının yoğun çalıştığı alanlara fazla dolgu uygulanmamalıdır.
  • Hastanın Gülüşüyle Uyumlu Çalışmak: “Statik güzel” yerine “dinamik güzel” kavramına odaklanmak gerekir.

“Frozen Face” Etkisi

Dolgu işlemleriyle birlikte botoks uygulamaları da sıklıkla yapılır. Özellikle botoksun yanlış dozlarla yapılması sonucu oluşan “donuk yüz” (frozen face) estetik dünyasında ciddi bir eleştiri konusu haline gelmiştir. Donuk yüz, kişinin hiçbir duygusunu ifade edememesi durumudur ve aşırıya kaçıldığında sosyal ilişkileri bile etkileyebilir.

İnsanlar, çevresindekilerin duygularını yüzlerinden okur. Bu nedenle duygularını yansıtamayan biri çevresi tarafından yanlış anlaşılabilir, soğuk ya da ilgisiz biri olarak algılanabilir.

Medyada Yer Bulan Örnekler

Birçok ünlü, geçmişte yaptırdığı yoğun dolgu ve botoks işlemlerinin pişmanlığını dile getirmiştir. “Yüzüm bana ait değil gibiydi” ya da “Gülümseyince yüzüm donuyordu” gibi ifadeler, bu sorunun ne kadar yaygın olduğunu ortaya koymaktadır.

Son yıllarda ise “dissolving” yani dolgu eritme işlemleri artış göstermektedir. Ünlü isimlerin dolgularını erittirerek daha doğal görünüme dönmeleri, bu konuda toplumda da bir farkındalık oluşturmaya başlamıştır.

Mimik Kaybı Kalıcı mıdır?

Genellikle hayır. Hyaluronik asit bazlı dolgular, geçici dolgulardır ve zamanla vücut tarafından emilir. Dolgunun fazlalığına ve uygulama bölgesine göre bu süre 6 ila 18 ay arasında değişebilir. Ancak sürekli tekrar edilen ve aşırı dozlu işlemler sonrası kasların yapısında ve hareket kabiliyetinde bozulma olabilir. Bu da yüz ifadesinin uzun vadede değişmesine neden olabilir.

Estetikte Yeni Yaklaşım: “Natural Look” Trendi

Son yıllarda aşırılıktan uzak, doğallığı ön plana çıkaran estetik anlayışı giderek yaygınlaşmaktadır. “Fresh look”, “baby face”, “natural contour” gibi terimler, kişinin kendi güzelliğini ön plana çıkaran yaklaşımları temsil eder. Bu anlayış hem estetik uzmanlarını hem de hastaları daha bilinçli hareket etmeye yönlendirmektedir.

Güzellik Donukluk Değil, Hareketle Gelir

Dolgu işlemleri, doğru uygulandığında harika sonuçlar verebilir. Ancak aşırıya kaçıldığında yüz ifadesini silen, mimikleri kısıtlayan ve kişinin karakteristik görüntüsünü bozan sonuçlar doğurabilir. Estetik müdahaleler, kişinin kimliğini değiştirmek için değil, güzelliğini vurgulamak için yapılmalıdır.

İLETİŞİM BİLGİLERİ

Doç. Dr. Sedar Tatar Kliniği

Telefon No : +90 (555) 100 10 83
İletişim Linki : [email protected]
Adres : Levent Mahallesi, Karanfil Aralığı Caddesi No: 18 Beşiktaş/İSTANBUL

İçeriğimizi Oylayın!

Similar Posts